PSİKONOMİ

ALDIĞIMIZ KARARLAR NE KADAR RASYONEL?

Uncategorized

KUMARBAZ YANILGISI

1913 yılında Monte Carlo’daki bir kumarhanenin rulet masasında olma olasılığı 136,8 milyonda bir olan bir şey oldu: top 26 defa art arta siyaha düştü. Her seferinde siyaha denk geldiğine şahit olan müşteriler ise devamlı daha büyük heyecanla kırmızıya bahis oynamaya başladılar. Art arta bu kadar siyah gelmenin sonucu kırmızının gelmek için can atıyor olmasıdır coşkusuyla o gün epey para kaybettiler. Tarihe Monte Carlo Yanılgısı olarak geçerken her zaman ki gibi tek kazananın kumarhane sahibi olduğunu da anlıyoruz, neyse konumuz bu değil.

HAYALETLERİN ROZETİ

”Ben hayaletlerin rozetiyim” cümlesi size ne ifade ediyor? Biraz önce Dünya’da basılan ilk madeni paranın üzerinde yazanları okudunuz. Dünya’nın ilk sikkeleri M.Ö. 600 civarında ortaya çıktı ve Antik Yunanistan’a bağlı bir krallık olan Lidyalıların ceplerinde şıngırdadı. Bu paralar altın ve gümüş alaşımı olan elektromdan yapılmışlardı. O zaman Lidyalılar bu altın, gümüş veya metalden yuvarlaklara aslan ve oğlak çizdiler. Yunanlar, Athena’yı ve baykuş figürünü resmettiler. Kimi galibiyetlerini kimi mağlubiyetlerini kazıdı o metallere…

HİKÂYENİN GÜCÜ

Gün içerisinde sürekli birileriyle iletişim halindeyiz. Sabah komşumuza günaydın diyoruz, gazetemizi aldığımız büfe çalışanına teşekkürlerimizi iletiyoruz, taksiden inerken taksiciye hayırlı işler diliyoruz. İş arkadaşlarımızla yapılacak işleri tartışıyoruz eve dönünce eşimize günümüzün nasıl geçtiğini anlatıyoruz. Yani sürekli birileriyle bir şeyler konuşuyoruz. Belki mutluluğumuzu paylaşıyoruz belki dert anlatıp dert dinliyoruz. Fakat iletişim çarkı sürekli işliyor.

MUTLUYUM MUTLUSUN MUTLU

Bu kavramın resmi bir tanımı var mı henüz emin değiliz. Çünkü bu konuyu kiminle tartışsak
çok farklı cevaplar alıyoruz. Fakat şuna eminiz ki mutluluğu tanımlamak için ihtiyacımız olan
kelimeler, genellikle olumlu duyguları çağrıştıran ve kişiye iyi hissettiren kelimeler olarak
karşımıza çıkıyorlar. Davranış bilimcileri bu kavramı iyi bir şey yaptığımızda yaşadığımız
duyguların bir kavramı olarak tanımlıyorlar. Nörologların bakış açısıyla mutluluk, beyinde,
gerçekleştirilen davranış için ödül olarak salınan hormonların oluşturduğu deneyimden
kaynaklanıyor.

SEYİRCİ ETKİSİ

Haberlerde bazen pes dedirten, oturduğumuz yerden saydırdığımız, ‘’Yahu ben olsam şöyle yapardım. Yok artık böyle mi yapılır! Yazıklar olsun!’’ diye hayıflandığımız birçok acil, tehlikeli, sıra dışı, zararlı durum veya olayları okuyoruz görüyoruz. Peki, hem bir o kadar uzak hissettiğimiz hem de her an ensemizde bitecek bu tür durum ve olaylarla karşılaştığımızda gerçekten nasıl bir tepki verirdik? Ani olarak ortaya çıkan ancak hızlı bir şekilde müdahale edilmesi gereken bu zor durumlara müdahil mi olurduk? Etrafımızdaki insanların tepkilerini inceleyip bir hamlede mi bulunurduk? Yetkililere mi haber verirdik? Tepkisiz mi kalırdık?

Başa dön